Yaşam Biçimi
Kırk yıl işgal altında kalan sınır kenti Kars'ta sosyal yaşam, çeşitli ulusların kültürel gelenekleriyle biçimlenmiştir. Savaş olgusu kente "garnizon" yapısı kazandırmış, bu özellik cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Merkezde askeri ve eşraf kökenli ailelerin oluşturduğu yarı seçkin yaşama karşın, kent bütününde geleneksel yaşama biçimi egemen olmuştur.
Yörede 40 yıl kalan Ruslar beslenmeden, giyim-kuşama ve toprağı işlemeye dek etkili olmuşlardır. Toprağı derin sürmeye yarayan 'kotan'ı Ruslar getirmiştir. Kotanın yöre yaşamında, geleneklerinde ve sosyal ilişkilerde önemli bir yeri vardır. Örneğin, tek kotan koşmayla tarla sürmek zor olduğundan Temmuz ayında bir kaç aile, insan ve hayvan güçlerini birleştirir. "Modgam" denen bu ortaklaşa çalışma geleneği, yöre yaşamımda kışlık yiyecek hazırlamadan hayvanların sürüye katılımına dek yaygınlaşmıştır.
Kırsal kesim yaşamında önemli olgulardan biri de yaylacılıktır. Yörede Haziran başlarında yaylaya çıkılır, sonbaharda havaların soğumasıyla inilir. Yağ-peynir gibi kışlık yiyeceklerin hazırlanması, hayvanların otlatılması yanında yaylacılığın önemli nedenlerinden biride meraların korunmasıdır. Her ailenin düzenli "yayla damları" vardır. Köye inilirken damın kapı ve pencereleri sökülür. Yazın yeniden takılır. Barınılacak damların yanında, büyükbaş hayvanlar için yapılan ağıl ile buzağı ve danalar için yapılan "danalık" da yaylanın bitişiğinde bulunur.
Yöre uğraşlarının geleneksel yapısı 1900'larda değişime uğramış ve ilkin pulluk, ardından Traktör kullanımı yaygınlaşmıştır. Artan nüfus karsısında topraklar ve ürün yetersiz kalmış, göç belirgin boyutlara ulaşmıştır. Uğraşlardaki geleneksellik evlenmeden doğuma, toplumsal ilişkilerden, yaşama biçimine dek yansımaktadır. Üretimin emeğe dayanması, geleneksel aile yapısının uzun süre ayakla kalmasını sağlanmıştır. Bunun yanında çok eşlilik de yakın zamana kadar yörede oldukça yaygın idi. İnsan gücüne gereksinim ve erkek çocuk isteme bu olgunun belirgin nedenleri arasındadır. Hısım-akrabalık, kirvelik gibi kurumlarsa sosyal ilişkilerin belirleyici öğelere arasındadır.
Aşık Şenlik (1850-1913)
Karapapak oymağındadır. Asıl adı Hasan'dır. Çocukluğu çobanlıkla geçmiş, yörenin ünlü saz ve söz ustalarından ders almıştır. Revan'daki bir düğünde kendini çekemeyen aşık ve hanlarca ağıllandığı? söylenir. Kimi Azeri ozanları yanında Köroğlu, Dadaloğlu, Karacaoğlan etkisinde kendine özgü bir şiir geliştiren Aşık Şenlik, Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da ünlüdür. Şiirlerinde doğa, aşk, yaşam, ölüm, yiğitlik yanında din ve tasavvuf konularına da yer vermiştir. Ya¬şanan olaylardan esinlenerek düzenlediği Latifşah, Sevdakar, Salman Bey hikayeli halk türkülerinin tüm özelliklerini taşımaktadır. İsmail Aşıkoğlu 1938'de öykülerinden Sevdakâr'i, yaşam öyküsü yanında şiirlerinden örneklerle yayınlamıştır. Aşık Şenlik'le ilgili en kapsamlı çalışma Ensar Aslan'ın 1975'te yayınladığı Çıldır'lı Aşık Şenlik adlı kitabbıdır.
Kağızmanlı Hıfzı (1893 1918) , Aşık Avâsl (1886-?)
Murat Çobanoğlu (1940 - 2005)
1940 YILINDA Kars istasyon mahallesinde doğmuştur. Küçük yaştan beridir aşıklıkla iç içe yaşadı. Babası da Kars'ın ünlü aşıklarından Gülistan ÇOBANOĞLU ve aynı zamanda Murat ÇOBANOĞLU' nun ustasıdır
|